Issız Bir Araziden Organik Bir Hayata

2013 yılının Nisan ayında Manisa'nın Demirci ilçesinde, üç beş ağaç dışında hiçbir şeyin olmadığı, kıraç bir araziyle çıktık yola. Tarıma uygunluk belgesi almak için gittiğimiz kurumlardan Paranızı bu çorak topraklar için heba etmeyinsözleriyle geri çevrildik. Buralar tarıma uygun değildediler, üzüldük ama vazgeçmedik.

Henüz ne ekip biçeceğimiz belli değilken tarlanın ortasında bir açık hava dershanesi kurduk. Eşimiz dostumuz Issız adada dershane mi olur?dedi. Gelenler “Şaka mı bu?diye sordu. Çok geçmeden dershanemiz faaliyete geçti. Bir yandan dershanemizde köy çocuklarına, çevredeki çiftçilereeğitimler vermeye başladık, bir yandan aynı kararlılıkla organik tarıma başladık. Evet, o uygun değildenen topraklarda.

Danışmanlarla çalışmaya başladığımızda onlara Köylülere de eğitim verir misiniz?diye sorduk. Tarlada nerede vereceğiz bu eğitimi?dediler. Biz gururla Dershanemiz vardedik. İlk eğitimimize iki profesör ve bir doçent geldi, öğrenci olarak üç köylü vardı. Pes etmedik!

Ahmet Şerif İzgören anlatıyor: "Donanma Komutanlığı davetlisi olarak konuşma yaptığım Gölcükte İshak Alatonla Piri Reis gemisinde yemekteydik.“Şerif, 8000 ceviz ağacı diktim. Her biri bu ülkenin dövizini koruyordedi. ABDden ceviz, badem ithal eden bir ülkenin çiftçileri olarak bu sözden çok etkilendik ve badem ağaçları dikmeye karar verdik.

Bugüne kadar tam 25.679 badem ağacı diktik. Açık hava dershanesiyle başladık, şimdi bir Ekoloji Girişimcilik Eğitim Merkezimiz (E.G.E.M) var. İçinde bir kütüphane ve 80 kişilik bir salonun yer aldığı merkezimizde bugüne kadar 2727 genç eğitim aldı. Yüzlerce badem ağacı dikebileceğimiz geniş bir bölgeyi yaban hayatı için çalılık olarak bıraktık. Şimdi orada kekliklerimiz, tavşanlarımız,tilkilerimiz yaşıyor.

Kadın girişimciliği desteklemek için Türkiyenin ilk Kadın Girişimcilik Müzesini kurduk. Kara Fatmadan Türkan Saylana kadar birçok kadının ilham verici hikâyesi anlatılıyor burada. Kadın girişimciliğini destekliyoruz derken bunu gerçekten yapmak önemli. Anadoluda yerleşmiş bir uygulama vardır: erkek işçiye ödenen yevmiye kadın işçiye ödenenden daha fazladır. Üstelik bu, maalesef herkesin kabullendiği bir uygulama. Biz bu ücret uygulamasına son verdik; kadın ve erkek işçilerimize eşit yevmiye ödüyoruz. Bununla birlikte bölgedeki kadınlar kendi haklarını daha yüksek sesle talep etmeye başladı.

Çiftliğimizdeki arılar bizim çalışma arkadaşlarımız. Firmalar bal üretimini artırmak için kovana şeker koyarak 30 çıta bal elde ederken biz binlerce lavanta ve doğal bitkiyle arılarımıza gerçek bir yaşam alanı sunuyoruz. Yılda sadece bir kere 10 çıta gerçek bal alıyoruz. Bu balın markası: Kanatsız Arı Mu. Yarısını biz alıyoruz, diğer yarısı ise arılarımıza ait. Müdavimimiz Haluk amca 90larında Hayatımda yediğim en iyi baldiyor.

Bir süredir Anahtar Teslim Çiftlikkuruyoruz. Türkiyenin farklı yerlerinde sıfırdan çiftlikler inşa ettik. 13 tanesi bizim kampüs ortağımız; bakım ve işletmesini biz üstleniyoruz. Ayrıca 270 çeşit tohumu barındıran bir Atalık Tohum Kütüphanemiz var.

Peki sonuç? Bölgede badem ağacı sayısı 9 kat arttı. Daha önce çevrede organik tarım yapan yokken şimdi 329dan fazla çiftçi sertifikalı üretim yapıyor. Üstelik tüm çiftçiler bizim kütüphanemizden ve danışmanlığımızdan özgürce faydalanabiliyor. Alman Ceres firmasıyla çalışıyoruz, üretimimizin ve faaliyetlerimizin her adımını denetliyorlar.

Başta sadece kendi domatesimizi üretirken, şimdi bölgedeki kadın çiftçilerle birlikte Nadekadlı Egenin geleneksel salçasını yapıyoruz; 8 kilo domatesten 1 kilo nadek çıkıyor. Sadece tuz, odun ateşi ve atalık domatesle yapıyoruz. Bir takipçimiz şöyle yazmıştı: Anneannem tadına baktı, Bu çocukluğumda yediğim salçadedi. Emekli maaşımla her ay bundan alalım, oğlum.Bizim için daha büyük bir ödül olabilir mi?

Peki Asıl ödülünüzün ne?derseniz. Çocukken etkinliklerimize katılıp bugün bizimle çalışan gençler, tüm bölgenin organik bademin merkezi olmasına katkı sunan üreticiler; arazimizde dışarı sarkan bademe el uzatmayan, dürüst köylüler; günlük olarak çalışmaya geldiğinde arazi taze meyve, sebzeyle doluyken kendi domatesini evinden getirip yiyen dürüst çalışanlar.

Eğitime meraklı, daha çok okuyan, daha çok üreten bir ülke için çalışıyoruz. Biliyoruz ki her şey bir küçük hayalle, bir avuç toprakla başlıyor.